19 Haziran 2013 Çarşamba

"İNSAN DERKEN...."

Bir sabah kalkacağım ki yatağımdan büyümüşüm; Ben büyüdükçe ufalmış evren, ben uzadıkça daralmış, Kollarım bir buluttan bir güneşe açık, Başımdan kuyruklu yıldızlar geçmekte peş peşe. Tüm sırlar tükendi sanacağım Derken adımı soracaklar…. Ve ben İNSAN derken UTANACAĞIM….
Yanlış hatırlamıyorsam bu şiiri okuduğum zaman ince bir şiir kitabında orta okuldaydım ( bizim zamanımızda orta okuldu  yüz yıl önce falan ) Atilla Damar yazarı daha sonra çok aramama rağmen kendisine ait başka yazılara rastlayamadım. Bunun gibi bir sürü insanın içine işleyen şiir vardı o kitapta. Ne kadar manidar sözler düşünsenize uzaydan izleniyoruz mesela ki bizim inancımıza göre zaten her adımımız her fiilimiz görevli melekler tarafından yazılıyor zaten. Ama biz yaşam olan bir başka gezegenden izlendiğimizi varsayalım. “Dünya adında bir gezegende yüzyıllardır kavimler boyu bir arada yaşamayı beceremeyen bir yaratık türü. Neden kendileri de bilmiyor. Hırslar içinde büyüyorlar aslında küçükken sevimliler  ama yaşları ilerledikçe bilgiye güce sahip oldukça kalpleri kararmaya başlıyor. Daha çok para daha çok statü daha büyük bir ev. Konum ve konforlarına göre bu beklentiler değişiyor. Yakıp yıkmaya öldürmeye başlıyorlar. İlk kanı döken Kabil den beri kardeş kardeşi tanımıyor en ufak bir buhranda…Hele günümüzde daha da ağresif bir tür haline gelmiş. Para ve güç denilen bir şeyin peşinde savuruyorlar birbirlerini. En kötüsü de bu hızla giderlerse yaşayacakları bir gezegenleri kalmayacağını bilmiyor hiçbiri.” Düşünsenize dünyayı dışarıdan izleyen bu yorumları yapıyor bizlerle ilgili yada buna yakın belki daha farklı gelişmiş cümlelerle. Ne kötü..
Nasrettin hocaya halkın ileri gelenlerinden biri sormuş -Sen kimsin ne iş yaparsın? Hiç demiş Nasrettin hoca Adam küçümsemiş biraz aşağılar gibi bakmış. Dayanamamış hoca dururmu -Sen peki demiş adama sen ne iş yaparsın -Ben alimim demiş adam Sonra ne olacaksın peki -Vezir olurum herhalde Peki sonra demiş hoca -Bir yere vali olurum buyuk ihtimal Böyle böyle tüm makamları saymış adam. Peki sonra demiş hoca. Adam düşünmüş -Hiç diyebilmiş sadece. Ben demiş hoca Senin yıllar sonra geleceğin makamdayım sen hala benimi küçümsersin.
Kendi adıma konuşayım etrafımda olup bitene bakınca üzülüyorum ben inciniyorum sokakta yaşayan insanları gördüğümde, Ben evdeki yemeği beğenmezken dünyanın diğer ucunda kuru ekmeğe razı olanı gördüğümde utanıyorum halimden. Herkes kendi yanındakine bir iyilik yapsa aslında en basiti sadece sabah evden çıktığında karşısına çıkana GÜLÜMSEME nezaketinde bulunsa bu bile çok şeyi değiştirecek. Bilemiyorum çokta anlamam yazıp çizdiklerimden ilim sahibi sanmayın içimden gelenler sadece bunlar ama en azından üzerinde yaşadığımız dünyaya ve etrafımızdakilere biraz daha farklı davranmalıyız sanki. Yarınlar dediğimiz şeyin daha güzel gelmesi ve çocuklarımıza yaşayacak bir dünya bırakabilmek için. Bir gün zamanda mekanda yada zamansızlıkta adımızı sorana yaratılmışların en üstünü olarak yaratılmışken yaptıklarımızı düşünüp “İNSAN” derken utanmamak için en azından.

Hiç yorum yok: